Uzunca zamandır takip ettiğim bir blogda uyku alışkanlıkları ile ilgili güzel bir yazı okudum bugün. Uyku evrelerini düzenleyerek günü daha verimli yaşamak anahtar kelime. Ardından uyku alışkanlıklarını değiştiren insanların günlüklerini okudum. Poliphasic (gün içinde birden fazla uyumak) uyku düzenlerini deneyenlerin hepsi bunun çok büyük faydasını gördüklerini yazmışlar. Ancak en uzun dayanan 5.5 ay sürdürebilmiş bunu, ardından da monophasic uykuya geri dönmüş. Hepsinin altını çizdiği birkaç nokta var.

1. Yeni bir uyku sistemine alışmak çok zor
2. Çevredeki insanların düzenine uymuyor

Yeniliklere alışmak her zaman zordur. Aksini de iddia etmeyeceğim zaten. Ancak burada dikkatimi çeken aslında bu iki maddenin hayatı biraz da olsa faklı yaşayan herkes için geçerli olduğu. Bizden olmayanı dışlarız kavramı değil sadece altını çizmek istediğim. Değişime ilk önce insanın kendisi direnç gösteriyor. Eski alışkanlıklar, yenileri ile savaşıyor. Ve 2. maddede olduğu gibi arkadaşlar çok şeyi değiştiriyor.

Aramızda başarısız olmak isteyen yoktur diye düşünüyorum, netekim varsa bu noktadan sonrasını okumasa da olur. Ama her zaman olamıyoruz. Başarıyı (bu arada başarı ile neyi kastettiğiniz tamamen size kalmış. Kimisi için daha iyi bir iş olabilir, başkası için daha mutlu bir hayat. İstediğiniz şeye ulaşma kavramına başarı diyelim) alışkanlık haline getirebilmek muhteşem olurdu. Ve bence imkansız değil.

Başarının çalışmak ve şanstan ibaret olduğuna inanmıyorum. Başımızdan geçen her başarısızlık bizi bunun olağan olduğuna inandırır. Kabullendiğiniz her başarısızlık da yavaş yavaş alışkanlık yapar*. Sozsuz bir döngüde bulursunuz kendinizi bir anda.

Geçmişe dönüp baktığınızda başınızdan geçen her başarısızlığı zamanla kabullendiğinizi görürsünüz. Bunlar için hayıflanmaya da devam ediyorsanız zaten öncelikle derin bir nefes alıp “dün, dünde kaldı” lafını bünyenize iyice bir sindirmelisiniz. Başarısızlık alışkanlığını sırtınızdan atmak için ilk adım bunun farkına varmak.

İkinci adım ise, kendinizi yavaşça zorlamaya başlamak. Başarısızlık kader değil iyi bir motivasyon cümleciği olabilir. Başardığınızı kendinize söyleyerek başlayın. Yapacağınızı, hatta bir adım öteye gidip yaptığınızı hayal edin. İsteklerinizi yazabilirsiniz de. Kısacası kendinize biraz yalan söyleyin. Gerçekler bunu takip edecektir**.

Son olarak da çevrenizdekilerin de size inanmasını isteyin/sağlayın. Ek bir motivasyon olmasını bir yana bırakın, bu alışkanlıklarınızı değiştirmenizde de kolaylık sağlayacatır.

Kısacası, başarısızlığı bırakmak sigarayı bırakmaya oldukça benziyor. Bırakabileceğinize inanın, size inanan insanlar bulun, ve hayallerinizi nikotin bantları yerine kullanın.

Başarılar 🙂

*: Kabullenmek süreçleri kolaylaştırır ve evet birçok inancın mantrasıdır. Ancak bu yazı kendinizde daha barışık olun diye yazılmadı. Başarın diye yazıldı.

** Bu konu ile ilgili binlerce yazı bulabilirsiniz. Tek dikkat etmeniz gereken nokta self-motivation’ının bittiği, sadece kendinizi kandırdığınız ve aslında hiçbirşey başarmadığınız hale gelmemek. Burası gerçekten de düşmek istemeyeceğiniz bir kuyu.