Bu yazı hayal kurmanın ne demek olduğunu unutanlara ithafen yazılmıştır…

Bir gün uyanıyorsunuz ve hayalleriniz olduğunu fark ediyorsunuz. Çocukken karton kutuların kale olduğunu hayal edebildiğinize göre, hayal kurma yetim var (dı) diyorsunuz. Aynı sabah ayakkabılarınızı giyerken, arabanızın anahtarını/akbilinizi ararken acele edişiniz, kendiniz için gibi geliyor size. Hatta öyle alışmışsınız ki başkalarının hayallerini kendi hayalleriniz zannetmeye, 5 dakika geç kaldığınız işinize yetişmek için köprü trafiğinde beklerken, otobüsde oturacak yer kollarken yada vapurda çay sırası beklerken ben ne istiyorum yerine, patronum ne der diye düşünüyorsunuz. Ne de olsa birkaç gün geçti daha ay başından, herhalde ay başında kovmazlar…

Öğle yemeğine sonrasında gittiğiniz kafede iki liseli çocuğun birbirine heyecan ve utangaçlık ile karışık duygularla “mervenin sanırım bugün ona baktığını” anlatışına kulağınız kabarıyor. Gençlik diyorsunuz daha siz 30’unuzu bulmadan. Tasasız, sorumluluksuz diyorsunuz içinizden. Bir yandan da böyle büyük hallerinin olması sizi şaşırtıyor, o zamanlar siz ne yapardınızı düşünmeye başladığınız an telefon çalıyor, ofise dönmeniz lazım, acil. Hızlı adımlarla ofise yürürken aniden hayatınızdaki tüm aciliyetin, tüm büyük sorumlulukların ve hatta tüm emeklerinizin başkaları için olduğunu farkediyorsunuz.

İşte burada ikiye ayrılıyor yol;

Kimimizin aklı bu başkaları‘nın aile ve toplum olduğunu düşünüyor, adımlarını hızlandırıp ofisteki toplantıya, oradan mesai bitimine, oradan metrobüse, oradan eve, oradan yatağa… Ertesi gün yine herşeyi baştan yaşamaya gidiyor.

Kimimiz de diyor ki başkaları ben’den önemli mi yahu? Bunu diyebilen, farkedebilen azınlık öğleden sonrasını kendisi için kurduğu hayalleri düşünerek geçiriyor. Biraz da inanmaya başlayınca bu hayallere önünde yeni bir yol açılıyor. Başkaları için değil, kendiniz için yaşamayı öğreniyorsunuz.

Ebeveyn değilim, ve evet, bakmakla sorumlu olduğum kişi sayısı çok az. Bu yüzden bazı şeyleri bilmiyor ve tartamıyor olabilirim. Gün gelecek farkl düşüneceğim belki.

Ancak bugün, böyle…