Bir süredir sabahları gazetelerden hemen sonra Uğur Özmen’in blogundan kaçırdığım yazıları okuyorum. Dijital iletişim ve pazarlama ile ulaşabileceğiniz noktanın sınırlı olduğuna ve daha fazlası için müşteri bilgisine, müşteri ile bu bilgiler ışığında iletişim kurulması gerektiğine inanıyorum. Bir firmanın (varsa) kurumsal… Continue Reading →
Ofis ortamını oldum olası sevmezdim. Villa bile olsa çalıştığınız yer, bazı günler tavan üzerinize gelir, klavyeye elleriniz küçük gelir ya; o bana her allahın günü oluyordu. Ofis denen meretin faydalarının tabii ki farkındayım, ve tabii ki ofice-less çalışmanın zorluklarını biliyorum,… Continue Reading →
This is a speculative music video I made for The Legendary Buck 65. It is comprised of over 60 fictional movie title cards inspired by the lyrics of the track “Superstars Don’t Love” off Buck’s 2011 release “20 Odd Years”.
UI (Kullanıcı Arayüzü) son 10 yıldır artarak sohbetlerimize konu olan bir başlık. Kullanıcının daha rahat, hızlı ve natürel çalışması için uygun taban alanı yaratmak aslında UID’ın ana amacıdır. UID ile ilgili eski bir yazımı da bu adresten okuyabilirsiniz. UID sadece… Continue Reading →
Yıllar önce Reha Muhtar bunu söylediğinde donup kaldığımı hatırlıyorum. Bence rahatsız ediciydi. Neyse, uzun bir yazı olmayacak, konuya gireyim. Blog yazılarını gelde yolda (vapur, taksi) iPad’de yazıyorum. Çok ender bilgisayar klavyesini kullanıyorum. Ancak yazıları sonradan iPad’den alıp bilgisayarda fotoğrafları ekleyerek… Continue Reading →
E-posta pazarlaması denen meret gerçektende doğru kullanıldığı zaman çok ekmek yediren, ancak kullanamadığızda da hem çok küfür yemenize, hem de çuvalla para harcamanıza sebep olan birşey. E-posta pazarlamasında dikkat etmeniz gereken başlıkları bir araya toparlamak istedim bu yazıda. Doğru Altyapı… Continue Reading →
Timur ve dostlarla bir içki sofrasında detaylı olarak tartışmıştık bu konuyu, bir miktarını kaleme almak istedim. George A. Akerlof’ın 1970′de yazdığı bir makaleye dayanıyor aslında konu. Limon Pazarı Teorisi‘ni ilk olarak bu makalede kullanmış George A. Akerlof. Ne olduğunu kısaca açıklayayım; Limon… Continue Reading →
Bu NE’nin basit ve biraz daha farklı bir örneği battle of sexes (cinsiyetlerin savaşı) denilen bir oyunda da güzel bir biçimde, sosyal bakış açısı ile de entegre ediliyor. Battle of Sexes oyunun kuramı şudur; Bir çift ilk defa buluşacaklardır. Ve… Continue Reading →
Oyun teorisi ile ilgili olarak daha önce de hem burada hem de eski blog’umda yazmıştım. NE (Nash Equilibrium)’un oyun teorisinin ne kadar köklü bir noktası olduğundan da bahsetmiştim. Şimdi karar verme ve durumlar karşısındaki duruşumuzu belirleme aşamasında bize nasıl yardımcı… Continue Reading →
Bir önceki yazımda taze patronlara bazı tavsiyeler yazmıştım. Hem çalışanların, hem de patronların iletişim kurarken dikkat etmeleri gereken noktalara ve deneyimlerimde gözlemlediğim püf noktalarından bahsetmiştim. Bu yazımda ise sadece genç olanlara değil, tüm C level yöneticilere de faydasının dokunabileceğine inandığım… Continue Reading →
© 2025 Özgür Akman — Powered by WordPress
Theme by Anders Noren — Up ↑