Bir önceki yazımda taze patronlara bazı tavsiyeler yazmıştım. Hem çalışanların, hem de patronların iletişim kurarken dikkat etmeleri gereken noktalara ve deneyimlerimde gözlemlediğim püf noktalarından bahsetmiştim. Bu yazımda ise sadece genç olanlara değil, tüm C level yöneticilere de faydasının dokunabileceğine inandığım bazı noktalara değineceğim. ;

Şeytanın Avukatını Bulun

Çalışanlarınızı düşünmeye zorlamak oldukça zor ve karmaşık bir dinamiktir. Gerçek bir ekip performansı peşindeyseniz çalışanlarınızı düşünmeye de teşvik etmeniz kaçınılmazdır. Bir önceki yazımdaki gibi çalışanlarınızın ne olduğunu doğru biçimde profilleyebilirseniz; hangi çalışanınızdan düşünen adamlar çıkartabileceğinizi de bulabilirsiniz.

Çalışanlarınızı düşünmeye, daha yaratıcı ve hatta çözüm odaklı olamaya kanalize etmek için en verimli yol şeytanın avukatını oynamaktır. Bir fikir masanızda paylaşılırken geri adım atıp anti-tezleri masaya yatırın mutlaka. Bir zorluk, mücadele haline getirin fikrin tartışıldığı masayı. Tabii bu yaparken çalışanlarınızı yıpratmamaya da dikkat etmelisiniz.

Bu yöntem tarihte de başka yerlerde başarıyla uygulanmıştır. Katolik kilisesi suçluların da mutlaka dinlenmesi ve hatta haklarının korunması için rahipler atardı örneğin. Siz de bir fikri kabullenmeden önce mutlaka ekibin yeterince beyin gücü harcadığından emin olun.

Şovalyelerinizi Seçin

Hayatta hiç bir işi yanlız yapamazsınız (marangoz ya da demirciyseniz belki, ki o bile zor). Hele yönetim seviyesinde bir pozisyondaysanız; göreviniz artık iş yapmak değil, işi doğru bir şekilde yaptırmaktır. Tüm işlerinin sorumluluğunu ve hatta iş yükünü omuzlarınıza almak yerine sizinle birlikte savaşcak şovalyelerinizi seçmek belki de patronluğun en zor kısmıdır.

İş akışlarınızı aklınızda oturturken X kişisine işi teslim ettikten sonra size sonuçla döneceğini biliyorsanız, ilkini bulmuşsunuz demektir. Bir sonraki adımda sevgili X’i büyütmek, sizin büyümenizden faydalanmasını sağlamak ve ondan bir yönetici yaratıp yaratamayacağınıza bakmaktır. Unutmayın;

Artık başarılar sizin bireysel başarınız değil, ekibinizin başarılarıdır.

Rüzgar ve Fırtına ile Tanışın, Hatta İyi Arkadaş Olun

İş dünyasında fırtına her zaman için geminizi sarsacaktır. Ne zaman, nereden geldiğini iyi öğrenmeniz, her hatanızdan ders çıkartmanız tek çareniz. Bu konuda aşağıdaki başlıklar işinize yarayabilir;

  • Her boğuştuğunuz zorluğun ardından günü, konu ve kapsamı, reaksiyonlarınız ve sonuçları bir kenara yazın. Bu notları ara ara okuyun. Bu hem sizi motive eder, hem de aynı hataları üst üste yapmanızı engeller.
  • İşler için harcadığınız zamanın ve o işlerden dolaylı gelirlerinizin (maddi & manevi) çetelesini tutun. Önceliklerinizi görünen değerlere göre değil, toplam faydaya göre hesaplayın. Bazen bir müşterinin gitmesi sizin için daha verimli sonuçlara yol açabilir.

Daha çok başlık var, devamı başka yazılara…

Sağlıcakla kalın.