Kurumsal blogların nasıl olması gerektiği üzerine milyar tane yazı okuduğunuza adım gibi eminim. Eğer kurumsal bir blog’u yönetiyor yada böyle bloglar için içerik üretiyorsanız, bu okuduğunuz yazıların çoğunun hiç bir işe yaramadığını ve muhtemelen mükemmel bir dünya için yazıldığını görmüşsünüzdür. Ben mükemmel olmayan bir dünya’da kurumsal blog nasıl ayakta kalır, nasıl katil olunmadan yorum/içerik yönetimi yapılır üzerine naçize fikirlerimi yumurtlayacağım. Buyrun; yumurtalarım.

Kurumsal Blog’unuz Takım Elbisesini Çıkartıyor mu?

Çıkartmıyorsa yapacak birşey yok. Yazmayın daha iyi. Kurumsal blog’unuz sizin iş çıkışında arkadaşlarla içmeye gittiğiniz bardaki eğlenceli iş sohbetinizdir. Orayı yönetim kurulu toplantısı notları ile karıştırdığınız anda “blog” kavramı anlamını yitirir. Ana sayfanıza “haberler” yazmakla blog yazmak arasındaki farkı net olarak anlamak için ayda bir şirketçe eğlenmeyi deneyebilirsiniz.

Yüz Yüze Konuşuyor mu?

Kurumsal firmaların en büyük korkusu bireylerle firma olarak yüzyüze iletişim kurmaktır. Bunu aşabilen sayılı firma olsa da, bir çoğu yeni gelin modelidir, elleri ayaklarına karışır. Çözüm için sihirli bir formül olmamakla birlikte; yapılabilecek en iyi şey iletişim için elinizde iki kanal olduğunu unutmamak. Kurumsal web sayfanız ve blog’unuz iki ayrı dünyadır.

Cevap Veriyor mu?

Kurumsal siteniz dağ&tavşan modeli olabilir. Hatta olmasından yanayım şahsen. Kurumsal sitenizden insanların size ulaşmasını biraz kastırabilirsiniz. Ama blog’unuzda bunu yaparsanız size küserler. En basit olarak şöyle düşünebilirsiniz; Siteniz büyük bir kürsü; oysa blog’unuz büyük bir aile toplantısı. Evet bu güzel. Böyle düşünün. Ve size ulaşanlara değer veril geri dönün. Hatta ara bir, onların yazı yazmasına izin verin!

Brainiac!

Sosyal medyanın hafızası üzerine bir tartışma açmak niyetinde değilim; ancak yazdıktan sonra silseniz bile her bir satırınız, evet HER BİR SATIRINIZ bir yerlerde kayıtlı olacak. O yüzden yazdıklarınızın 5 yıl sonra “bunları bunları dediydin sen, YAAA” diye burnunuza sokulabileceği ihtimalini göz önünde bulundurun. Yok, hatta direk emin bile olabilirsiniz.

Sosyal Şey

Bunu da yoğun olarak kullanın. Ayrıca Google diye birşey varmış, ne ararsanız buluabiliyormuşsunuz.